EŞBER
Eşber, Abülhak Hamit Tarhan tarafından kaleme alınmış, yazıldığı dönemde oldukça büyük bir ilgi görmüş, manzum trajedi türünde bir eserdir. Abdülhak Hamit Tarhan’ın yazdığı oyunlar içinde en çok dikkat çeken ve beğenilen eser olan Eşber, büyük imparator Büyük İskender’in, Hint Seferi sırasında geçmektedir. Oyuna adını veren Eşber, aynı zamanda oyunun ana karakterlerinden biridir. Eşber Pencap ülkesinin hükümdarıdır. Büyük İskender, doğu seferine çıktığı sırada geçtiği bütün ülkeleri fetheden bir hükümdardır. Ancak Pencap Ülkesine geldiğinde durum farklılaşır. Çünkü Pencap Ülkesinde karşısında, Pencap Ülkesinin hükümdarını bulacaktır. Pencap Hükümdarı Eşber, esasen Büyük İskender’e karşı direnemeyecek kadar zayıftır ama inancı tamdır. Ülkesi için direnen Eşber, büyük bir kahramanlıkla Büyük İskender’e karşı koyar. Bütün bu olaylar esnasında, Eşber’in kız kardeşi Sumru, Büyük İskender’e aşık olmuş, bu yüzden de ağabeyini direnmekten vazgeçirmeye çalışmaktadır. Oyunda İskender’e aşık olan bir diğer kadın ise, mağlup İran Hükümdarının kızı Rokzan’dır. Oyunda her ne kadar Eşber ve İskender arasında geçenler anlatılıyor gibi görünse de kadınlar, Abdülhak Hamit Tarhan’ın hemen hemen her oyununda olduğu gibi bu oyunda da ön plandadır. Nihayetinde Eşber, ülkesini ele geçirmek uğruna zulmeden İskender’e aşık olan kız kardeşini kendi elleriyle öldürmüştür. Sumru ağabeyi ve ülkesi ile aşkı İskender arasında kalmış ve sonunda bunu canıyla ödemiştir. Sonunda Eşber daha fazla direnemeyerek, İskender’e esir düşer. İskender, Eşber’in kendisine karşı o kadar direnmesini takdirle karşılamış ve ona kılıcını geri vermiştir. Ancak Eşber gurulu ve onurlu bir hükümdardır ve bütün bu yaşadıklarını kaldıramayarak, kılıcıyla kendi canına kıymıştır. İskender’e aşık bir diğer kadın olan Rokzan ise, İskender’i Sumru’nun cansız bedeninden bile kıskanmış ve sonunda İskender’in atının ayakları altında ezilerek can vermiştir.
Oyun ikilemler üzerine kurulmuştur. Zira oyunda birçok ikilem görülmektedir. Eşber’in ikilemi, kız kardeşi ve ülkesi arasında, Sumru’nun ikilemi, ağabeyi ve İskender arasında, İskender’in ikilemi, fetih ve aşk arasındadır. Oyun, Aristo’nun İskender’e söylediği “Zafer veya hiç.” sözüyle son bulur. Bu cümle eser için oldukça etkileyici ve derin bir cümledir.
Oyun edebi bir eser olarak gayet başarılıdır. Ancak bir tiyarto eseri olarak sahnelenmesi oldukça zordur. Çünkü oyunda dekor kullanımı çok fazla olup, dekorlar Abdülhak Hamit Tarhan’ın hayalgücünün eseri olduğundan uygulanması oldukça zordur. Ancak her ne kadar zor olsa da oyun 2.meşrutiyet sonrasında bazı gruplar tarafından sahnelenmiştir.