Boşlukların dirsek temaslarıyla
Uyanıyorum
Kara çarşaflı
Karamsar günlere
Dün olduğu gibi,
On altı yalnızlık senesi olduğu gibi
Ayaklarıma gergerf dokutturan
Dudaklarıma
Ezberletilmiş şiirleri
Eskitilmiş birkaç argo gibi
Günü gününe okutturan
Dilime dolayan
On altı platonik intihar senesi olduğu gibi…
Yanıyorum
Sızlanıyorum
Hayıflanıyorum ama
Göğsüme saplanan
Kızıl biber kokan acıdan
Sıyrılamıyorum
Her gün
Onlarca acı söndürülmüş ciğerlerimden ,
Ruhumun akiferlerinden
Sıcak çileler fışkırıyor
Bedenimin doruklarına
Boğuk boğuk konuşmaya çalışıyor
Ses tellerim
Boğazımda düğümlenen girdabın
Azgın karmaşasına
Karşı çıkamıyor
İsyanım
Kirpiklerim
Kaç yıldır hislerimi mahküm eden
Saydam duvarlara dökülüyor
Göz bebeklerim
Yerinden fırlayıp;
Karşıma geçip alay eden
Kumral bakışları
Boğazlayacak gibi
Bir güvercin gibi
Özgürlüğe çarpmak istiyor kanatlarını
Dudakalrım
Ağzında bütününden yeni kopmuş
Yaze zeytin dallarıyla
Sanki
Kulaklarım
Prangalarını kopartacak,
Hasret kaldığı aşk şarkılarına el çırpacak
Ayaklarını,
Köhnemiş parkelere vurup ritim tutacak
Raks edecek yüreğimden bağımsız
Organlarım bile
Organlarımın organları bile
O kadar özlem duyuyorlar ki
Aydınlığın kara sevdaların
Görmedikleri halde tükenmeyecek kadar özlem
Öğrendim
İsyan yetmiyormuş
Ciğerlerimden yükselen isyan
Şiir yetmiyormuş dudaklarımdan
Kulaklara doğru
Yanmak istemiyormuş
Kor olmak
Ben
On altı yalnızlık senesi
Kör toprağın kızıl sütünü içtim ,
Soluğumu aşk şarabıyla boğmam
Yetmiyormuş
Bir çift okyanus mavisi göz
Bir tutam güneş sarısı saç
Sevilmek için on altı sene aç
Kalmak gerekiyormuş
Öğrendim
Ve ben
Yine
Boşlukların dirsek temaslarıyla
Uyanıyorum
Kara çarşaflı
Karamsar günlere
On altı yalnızlık senesi olduğu gibi
Ayaklarıma gergerf dokutturan
Dudaklarıma
Ezberletilmiş şiirleri
Eskitilmiş birkaç argo gibi
Günü gününe okutturan
Dilime dolayan
On altı platonik intihar senesi olduğu gibi…
Yanıyorum
Yanıyorum
Yanıyorum…
Karşımda alaycı,kumral bakışlara kanıyorum
Kristalleşiyor derinlerden gelen isynaım
Zihnim başka yerde,yüreğim başka
Aptal bir şair edasıyla yine geldim aşka
İçimde kopan çıplıklar hafif bir senfoni gibi
Sokaktaki çocuğun mızıkası gibi
Bağıramıyorum
Kopuyor ağır ağır bamteli!
Bakın
Ufukta dizilmiş kor kızıllık
Bir yaban yoncası gibi açıyor dört yağrağını
Göğün kollarına
Bakın
Umut dediğim gaflet dolu söz
Mahvedecek beni
Yakın
On altı yalnızlık senesi olduğu gibi
Yanıyorum
Yanıyorum
Yanıyorum…
Karşımda alaycı,kumral bakışlara kanıyorum
KANIYORUM!